İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Aile ve Neslin Muhafazası Bağlamında GEÇİCİ NİKAH – MUT’A NİKAHI

 

Toplumun çekirdeği ve en temel birimi olan aile, en eski sosyal müesseselerden olup, çok önemli fonksiyonlar üstlenmiştir. Ailenin en önemli ve belki de en başta gelen fonksiyonu, insan neslinin devamına hizmet etmesidir. Bunun yanında aile, dünyaya gelen çocukların beden, zihin ve ahlak bakımından sağlıklı ve dengeli yetişmelerinde önemli roller üstlenmekte, böylece insanlığın her bakımdan gelişmesine katkı sağlamaktır. Zira insanın fizyolojik, ruhsal, zihinsel ve ahlakî gelişmesi ancak, kadın ve erkeğin sürekli birlikte yaşayarak, beraberce uzun yıllar bakıma muhtaç olarak yaratılan çocuklarına bakmaları, onları her türlü tehlikeden korumaları, eğitmeleri, diğer maddi ve ruhsal ihtiyaçlarını karşılamaya çalışmalarıyla mümkündür.[1] Ayrıca aile müessesesi, dînî değer ve yaşayışın korunması, millî varlık ve benliğin muhafazası, geliştirilip devam ettirilmesi ve gelecek nesillere aktarılması için çok önemlidir. Bütün bunların yanında aile, insanın verimliliğinin, mutluluğunun, ruh ve beden sağlığının korumasında vazgeçilmez bir kurumdur.[2] Kur’an-ı Kerim’de, “Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi O’nun (Allah’ın) varlığının ve kudretinin delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir topluluk için ibretler vardır.” buyurulmaktadır[3].

Ailenin bu önemli fonksiyonlarını icra etmesi, bu müessesenin sürekliliğine, aile fertlerinin uyumluluğuna ve aralarındaki iş bölümüne bağlıdır. İşte bu sebeple İslâm dini, evliliğin devamlı olmak üzere kurulmasını öngörmüş ve akdin sıhhati için bunu şart koşmuştur. Yeni bir aile ise, ancak dinen ve hukuken geçerli bir nikahla oluşur. Bu itibarla, evden uzak olmak, yolculuğa çıkmak gibi çeşitli mazeretlerle geçici veya belli bir zaman için kıyılan nikah batıldır. Bu bağlamda, geçici nikahın ücret karşılığında yapılması anlamına gelen mut’a nikahı ise kesinlikle caiz değildir.

Mut’a Nikâhı; bir ücret karşılığında, belirli bir süre için nikahlanmaya denir. İslâm’ın ilk yıllarında caiz olan mut’a nikahı, Mü’minûn suresinin 6 ve 7. ayetlerinin inmesiyle haram kılınmıştır. Bu ayetlerde övülmeye layık olan müminlerin, eşleri dışındakilerden mahrem yerlerini korudukları ifade edilmektedir. Mut’a nikahı ile evlenilen kadın, erkeğin hanımı değildir. Zira, bu kadınla erkek arasında miras ilişkisi bulunmamakta, boşama veya fesih söz konusu olmadan nikah sona ermektedir.

Bu ayetlerle mut’a nikahının yasaklanması hakkında İbn Abbas, “İslâm’ın ilk dönemlerinde mut’a nikahı vardı. Kişi, tanımadığı bir beldeye gelince, orada kalacağını tahmin ettiği müddet miktarınca oralı bir kadınla nikâh yapardı. Kadın, böylece onun eşyasını muhafaza eder, gerekli işlerini görürdü. Bu hal: “Onlar eşleri ve câriyeleri dışında, mahrem yerlerini herkesten korurlar.[4] ayeti nazil oluncaya kadar devam etti. (Bu ayet gelince mut’a nikahı haram kılındı.) demiş ve daha sonra da “Bu ikisi dışındaki bütün kadınlar haramdır.”  hükmünü vermiştir[5].

Ayrıca Hz. Ali, “Rasûlullah (a.s) Hayber gazvesi günü, kadınlarla mut’a nikahı yapmayı, ehlî eşek etinin yenmesini haram kıldı.” demiştir[6]. Hz. Peygamber Mekke’nin fetih gününde bu yasağı tekrar duyurarak, “Ey insanlar ben size kadınlarla mut’a nikahıyla evlenmenize izin vermiştim. Ancak Allâh mut’a nikahı ile evlenmeyi kıyamet gününe kadar haram kılmıştır. Kimin yanında onlardan biri varsa serbest bıraksın. Onlara verdiklerinizden hiçbir şeyi de geri almayınız.” buyurmuştur.[7] Hz. Ömer de, bu yasaktan haberi olmadığı için mut’a nikahı yapmaya devam eden kişilerin olduğunu haber alınca, mut’a nikahı ile birlikte olmayı zina kabul ederek, bunu yapanlara zina cezası vereceğini ilan etmiştir.

Öte yandan geçici nikah ve özellikle mut’a nikahı, evlilik müessesesini, kadının onur ve itibarını da zedelemekte olup, İslâm’ın temel ilke ve amaçlarına da aykırıdır.

[1] Bk. Engin Gençtan, Çağdaş Yaşam ve Normal Dışı Davranışlar, s. 93-97; Mustafa Çağrıcı, “İslâm Düşüncesinde Aile Ahlakı”, (Sosyo-Kültürel Değişme Sürecinde Türk Ailesi), I/344.

[2] Bk. Baltacıoğlu, Sosyoloji, s. 298-299; Çağrıcı, “İslâm Düşüncesinde Aile Ahlakı”, (Sosyo-Kültürel Değişme Sürecinde Türk Ailesi), I/344-345; Karaman, İslâm’ın Işığında Günün Meseleleri, III/319-320.

[3] Rûm 30/21.

[4] Mü’minûn 23/6

[5] Tirmizî, Nikâh, 28

[6] Buhari, Nikah, 32; Müslim, Nikâh, 3; Tirmizî, Nikah, 28; Nesai, Nikah, 71.

[7] Müslim, Nikah, 3.

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir