I. PARA
Para, sözlükte devletçe bastırılan, üzerinde saymaca değeri yazılı kâğıt veya metalden ödeme aracı anlamına gelmektedir[1]. Terim olarak ise farklı şekillerde tanımlanmıştır. Bunların ortak noktaları dikkate alındığında parayı şöyle tanımlayabiliriz: “Devlet tarafından çıkarılan, mal ve hizmet satın alma gücüne sahip, tasarrufların gerçekleştirildiği, borçların ödenip alacakların tahsil edildiği, değer ve fiyat hesaplamalarında yararlanılan herkes tarafından kabul gören bir değişim aracıdır.”[2]
Paranın tanımında ortak olan ve ilk olarak göze çarpan husus değişim aracı olmasıdır. Parayı fiziksel bir değişim aracı olarak görenler, muhasebe sistemi içinde kaydedilen unsurları değil, yalnız fiilen kullanılan parayı kabul etmektedirler. Buna göre bankaların meydana getirdiği kaydî paralar, para değildir.[3]
Kullanılış amacı bakamından para ile diğer mallar arasındaki en önemli fark, diğer malların aksine para, doğrudan doğruya bir ihtiyacı karşılamak için değil; ihtiyacı karşılayacak mal ve hizmetleri elde etmek içindir.
A. Paranın Özellikleri
Kabul görmesi: Paranın en önemli özelliği genel kabul görmesidir; para yurtiçi ve yurtdışında resmen tanınmalı ve kullanılmalıdır. Bu da insanların dolaşımdaki paraya güvenmeleri durumunda sürer; güven ortadan kalktığında ise ortadan kalkar.
Değer istikrarına sahip olması: Para, değer istikrarına sahip değilse, güven kazanamaz, dolayısıyla para olma fonksiyonlarını yerine getiremez. Bu sebeple enflasyonist ortamlarda ticari işlemlerin döviz üzerinden yapılması yaygınlaşmaktadır.
Dayanıklı olması: Para, maddesi itibariyle ısı, nem, aşınma, yıpranma, çarpma, bozulma gibi dış etkilere karşı dayanıklı olmalıdır.
Kolay taşınabilmesi: Ticari işlemlerin kolayca yapılabilmesi için paranın, ağırlık ve hacim bakımından kolay taşınabilmesi gerekir.
Tekbiçimli olması: Ödemelerde tartışmaya yol açmamak ve kötü paranın iyi parayı piyasadan kovmasını önlemek amacıyla para yeknesak, tekbiçimli olmalı; ayrıca taklide karşı güvenilir olmalıdır.
Bölünebilir olması: Değişik miktarlardaki ödemelerin yapılabilmesi için paranın kolayca bölünebilir ve birbirine dönüşebilir olması gerekir. [4]
B. Paranın Fonksiyonları
Bilginler para için farklı tanımlar yapmış olsalar da, paranın fonksiyonları konusunda genelde görüş birliği içindedirler. Paranın fonksiyonları kısaca şunlardır[5]:
1. Değişim Aracı Olması
Paranın en önemli işlevi değişim aracı olmasıdır. İki malın değişiminde para, üçüncü mal olarak devreye girer; mal verilip karşılığında para alınır, başka bir yer ve zamanda para verilip başka bir mal alınır. Günümüzde artık değişimler tamamı parayla yapılmaktadır. Buna paranın dolaşım gücü denmektedir.
2. Ortak Değer Ölçüsü Olması
Bu fonksiyon, paranın değişim aracı olmasından kaynaklanmaktadır. Para, mal veya hizmetlerin değer ölçüsüdür. Paranın bu fonksiyonu sayesinde iktisadi değerler, tek bir ölçü birimiyle ifade edilir. Bunun yanında paranın, likidite belirleme işlevi de bulunmaktadır.
Herkesçe kabul edilen değer ölçüsünün istikrarlı olması gerekir. Konuyla ilgili İbn Kayyım el-Cevziyye şöyle demiştir: “Altın ve gümüş satılan/alınan malın semenidir. Semen ise malların kıymetlerini belirleyen ölçüdür. Bunun için semenin değerinin yükselip düşmemesi, sağlam ve belirli olması gerekir. Zira semenin değeri sabit kalmayıp değişirse, ticaret eşyasının değerini ölçemeyiz.”[6]
3. Tasarruf ve Yatırım Aracı Olması
Paranın bir diğer işlevi, tasarruf etme, servet biriktirme ve yatırım aracı olmasıdır. Tasarruf, ihtiyaç fazlası nakdin harcanmayıp elde tutulması olup, kişi ve kuruluşlar, hatta ülkeler açısından arzulanan bir durumdur.
Günümüzde bazı mali yatırım araçları, daha yüksek getiriler sağladığı için, paradan daha çok kullanılmaktadır. Ancak bu tür yatırım araçlarının paraya göre likiditeleri azdır; satılması veya değiştirilmesi halinde sahipleri zarar görebilmektedir. Buna karşılık paranın geçerliliği tam ve likiditesi eşittir; mevduat sahibi, vadesiz hesabından, dilediği zaman, istediği kadar para çekebilir.
4. Borçlanma/Borç Ödeme Aracı Olması
Paranın fonksiyonlarından biri de, borç ödeme aracı olmasıdır. Para bu gücünü, toplum tarafından genel kabul görmüş olmasından alır.
5. Ekonomi Politikası Aracı Olması
Paranın ekonomik olaylar üzerinde direkt etkisi yoktur. Ancak dolaylı şekillerde etkili olmaktadır. Ekonomide dengeli bir büyüme sağlayabilmek için para ile ilgili alınan karar veyapılan uygulamalara para politikası denir. Bu amaçla devletler, faiz oranlarını ve para arzını kontrol, vergi koyma, vergi indirimi gibi kararlar alabilmektedirler.
C. Paranın Tarihçesi
İnsanlık tarihinin başlangıcından beri insanlar başkalarında bulunan mallara ihtiyaç duymuşlar ve bu ihtiyacı gidermek için çeşitli yöntemler ve araçlar kullanmışlardır. İktisat tarihçileri, ilk devirlerde insanların trampa usulü ile alışveriş yaptıkları, belirli evrelerden sonra paranın keşfedildiği hususunda görüş birliği içindedirler.[7]
Trampa yönteminin sebep olduğu olumsuz sonuçlar, insanları bu konuda bir çare aramaya sevk etmiştir. İlk olarak malların değerini belirlemek için bazı mallar kullanılmıştır. Değer ölçütü olarak kullanılan bu mal, alış verişlerde mübadele edilen ya da değer olarak saklanan bir para değildir. Bir dönem kahve, canlı hayvan, kuru balık, hububat, midye ve istiridye kabuğu, pirinç gibi birçok mal para olarak kullanılmıştır.[8] Bu çerçeveden olarak, Roma’da öküz, Amerika yerlilerinde hayvan derisi ve tütün değer ölçütü olarak kullanılmıştır.[9]
Söz konusu malların standart olmaması, aralarında değer ve kalite farkının bulunması, taşıma ve saklamada güçlüklerle karşılaşılması, bölünme kabiliyetinin sınırlı olması sebebiyle bazı madenler para olarak kullanılmaya başlamıştır[10]. Bunda, madeni paranın dayanıklı, mütecânis, kolaylıkla taşınma ve bölünebilme özelliğine sahip olması etkili olmuştur[11].
Önceleri bronz, sonra demir ve bakır madenleri para olarak kullanılmıştır. Daha sonra diğer madenlere göre daha üstün özelliklere sahip olması sebebiyle altın ve gümüş para olarak benimsenmiştir. Ancak bundan sonra da, bakır ve bronz gibi bazı madenler “yardımcı para” olarak tedavül etmiştir. Önceleri tartılarak kullanılan madeni paralar, bunda karşılaşılan güçlük ve aldanma riski gibi birtakım sebeplerle sikke olarak basılmaya başlanmıştır.[12] Paranın ilk defa nerede ve ne zaman basıldığı tartışmalıdır[13]. Hindistan’da yapılan kazılarda M.Ö. 2900 yıllarına ait sikkeler bulunmuştur[14]. Ayrıca Lidya Kralı Gynes’in M.Ö. VII. y.y.da para bastırdığı bilinmektedir[15].
Çalınma ve kaybolma riskini ortadan kaldırmak için altın ve gümüş paralar bankerlere emanet edilerek, karşılığında ilk başlarda isme yazılı, daha sonra da hamiline yazılı sertifikalar alınmıştır. Bu sertifikaların, temsil ettikleri para yerine geçmek üzere kullanılmaya başlanmasıyla, ilk temsili paralar ortaya çıkmıştır. Söz konusu sertifikaları veren bankalar, emanet edilen altın ve gümüşlerin büyük bir kısmının geri istenmediğini görünce, borç isteyenlere, para yerine sertifika vermişlerdir. Böylece karşılığı olmayan, ancak istenildiği zaman altın veya gümüşe çevrilebilme garantisi olan sertifikalar kullanılmaya başlanmıştır.
Temsili paranın ilk örneği tam olarak karşılığı bulunan (tam konvertibilite) altın sertifikalarıdır. 17. yy’dan itibaren, tam olarak karşılığı bulunmayan banknotlar kullanılmıştır. Bankerlerin bu güveni sarsacak uygulamalarda bulunması üzerine, güvenilen birkaç bankanın çıkardığı banknotlar tedavülde kalabilmiştir. Bunda da önemli problemler ortaya çıkınca devlet, banknot ihracını denetlemek, sonra da üstlenmek zorunda kalmıştır.[16]
Kâğıt paranın çok eski devirlerde kullanıldığına dair[17] görüşler bulunmakla birlikte bugünkü anlamda kâğıt para 20. y.y.’da ortaya çıkmıştır: I. Dünya savaşı sırasında altın rezervleri yetersiz olduğu için para ihtiyacı piyasaya sürülen banknotlarla karşılanmıştır. Buna karşılık halk elindeki banknotları altın sikkeye çevirmeye yönelmiştir. Merkez bankalarının talepleri karşılayamamaları üzerine geçici bir süre için banknotların altına çevrilebilme özelliği kaldırılarak kâğıt para sistemi uygulanmıştır. Savaştan sonra tekrar altın para sistemine dönülmüş; fakat 1929 Büyük Krizinden sonra devamlı olarak kâğıt para sistemine geçilmiştir. Böylece ABD dışındaki birçok ülkede kâğıt paraların altına dönüşebilme özelliği kalkmıştır. Bu dönemde gümüş üretimi çok olduğundan kıymetinde büyük bir düşüş meydana gelmiştir. Bunun sonucu olarak kullanımdan kalkmış; fakat yardımcı para olarak kullanılmaya devam etmiştir. ABD’de ise Bretton Woods anlaşmasına kadar doların altınla ilgisi devam etmiştir. 1968 yılında dolar krizi ile Doların altına dönüşmesi kayda bağlanmış, 1971 yılında da altınla ilişkisi tamamen kesilmiştir.[18]
Artık kâğıt paranın altın ile bir ilişkisi kalmamıştır. Bu da, para arzına geniş bir esneklik kazandırmış ve para arzının, ekonomi politikası aracı olarak kullanılmasını sağlamıştır. Günümüzde kâğıt para sistemine geçilip paranın altınla ilişkisi kalmamasına rağmen, altının ödeme aracı fonksiyonu tamamen ortadan kalkmamıştır; özellikle uluslararası ödemelerde bu fonksiyon önemini muhafaza etmektedir.[19]
D. Para Çeşitleri
1. Mal Paralar ve Madeni Para Sistemi
Hem mal olarak bir değere sahip olan, hem de değişim aracı olarak kullanılabilen nesnelere mal para denir. Bu sistemde herhangi bir mal, paranın işlevlerinden bir kısmını yerine getirerek para gibi kullanılmaktadır. Mal paranın en önemli özelliği, nominal değeri ile reel değerinin eşit olmasıdır.
Trampa döneminde öncelikle deri, kumaş gibi eşyalar para olarak kullanılmışlardır. Madenlerin kullanıldığı dönemlerde bunlar, tartılarak kullanılmasının yanında, çoğunlukla değeri üzerine yazılarak kullanılmıştır. Bunun en iyi örneği altın paralardır. Altın ve gümüş paralar, paranın tüm fonksiyonlarını yerine getiren ve takasta karşılaşılan zorlukların çoğunu kaldıran ilk araçtır[20].
Madenî para sistemi ikiye ayrılır:
a) Tek maden sistemi
Bu sistemde madeni para birimi olarak, tek maden kabul edilmiştir ve bu maden normalde altındır. Üç farklı sistem olarak uygulanmıştır:
- Altın sikke sistemi: Ödeme aracı olarak altın madeni paralar kullanılmış, bunun yanında her zaman altınla değiştirilebilen banknotlar da tedavülde bulunmuştur.
- Altın külçe sistemi: Bu sistemde, hazinede rezerv olarak tutulan külçe altını temsil eden banknotlar tedavülde olmuştur. Bu banknotlar hazine veya merkez bankasına götürüldüğünde karşılıkları altın olarak banknot sahibine verilmiştir.
- Altın kambiyo sistemi (Bretton-Woods Sistemi): Bu sistemde banknotun altınla doğrudan irtibatı kesilmiştir. Merkez bankası rezervleri altın ve parası altına endeksli diğer ülkelerin dövizlerinden oluşmuştur. Bu sistem 1971’de ABD’nin dolar karşılığında altın vermeyeceğini açıklamasıyla son bulmuştur.
b) Çift maden sistemi
Çift maden para sisteminde, para standardı olarak hem gümüş, hem de altın kabul edilmiştir; iki maden standardına göre belirlenmiş iki ayrı para vardır. Bu iki para, birbiri ile irtibatlı olmadan tedavülde ise, paralel çift maden standardı; arasında sabit bir döviz kuru ilişkisi varsa bağlı çift maden sistemi söz konusudur.
Bağlı çift maden sisteminde, madenlerdeki kıtlık durumuna göre nominal değerindeki farklılaşma bu sistemin problemidir. Altın ve gümüşün piyasa fiyatları değişirse, insanlar piyasa işlemlerinde değeri düşük sikkeyi kullanırlar ve bunun sonucunda değeri yüksek sikkeler tedavülden kalkar.
2. Temsili Paralar
Kıymetli madenlere çevrilebilen paralara temsili para denir. İster tek maden, ister çift maden esasına göre olsun, madeni para sistemleri, 1914 yılına kadar devam etmiştir. Birinci Dünya Savaşının da getirdiği sorunlarla birlikte madeni para sistemlerini işletmek çok zor bir hale gelmiştir. Böylece yeni bir sistem olarak önce tam karşılığı olan ve tam konvertibl para sistemlerine; daha sonra da karşılığı sınırlandırılan ve nihayet tamamen ortadan kaldırılan kâğıt para sistemlerine geçilmiştir.
Altın ve gümüş sertifikaları: Altın ve gümüşün taşıma ve saklama zorluğu ve riskini ortadan kaldırmak için altın ve gümüş sikkeler bankerlere emanet edilerek karşılığında sertifikalar alınmış ve bunlar mübadele aracı olarak kullanılmaya başlanmıştır. Böylece ilk temsili para ortaya çıkmıştır. Sertifikaların en önemli özelliği, karşılığının tam olarak bu belgeleri veren kurumun kasasında bulunmasıdır.
Banknot: Altın ve gümüş sertifikaları veren bankalar, kendilerine emanet edilen altın ve gümüşlerin büyük bir kısmının geri istenmediğini görünce, kendilerinden borç isteyenlere, borç para yerine sertifika vermeye başlamışlardır. Böylece tam olarak karşılığı olmayan, ancak istenildiği zaman altın veya gümüşe çevrilebilme garantisi olan sertifikalar tedavüle çıkmıştır. Bu sertifikalara, “banknot” denilir. İlk dönemlerde her banka banknot çıkarabiliyorken, bankerler tarafından istismar edilmesi üzerine, banknot çıkartma yetkisi sadece Merkez Bankalarına verilmiştir.
3. Kâğıt Paralar
Günümüz modern ekonomilerinde egemen olan para sistemi budur. Kâğıt para, karşılığı olmayan para olup, her ülkede devlet tarafından basılır ve ülke içerisinde kabulü zorunludur. Kâğıt paranın altın konvertibilitesi yoktur; değeri ve miktarı yasayla belirlenen itibarî paradır. Bunların satın alma gücü reel değerine göre çok yüksektir. Ülke dışındaki değeri ise parayı çıkaran ülkenin uluslar arası düzeyde ekonomik başarısına bağlıdır.
Kâğıt para sistemi de kendi arasında ikiye ayrılır:
Serbest kâğıt para sistemi: Bu sistemde devletin müdahalesi olmaksızın kağıt para piyasanın işleyişiyle değerini bulur. Güçlü ekonomiye sahip ülkelerin çoğunun para sistemi böyledir.
Kontrollü kâğıt para sistemi: Bu sistemde ise devlet, para piyasasına doğrudan doğruya müdahale eder; para hacmi, para giriş çıkışı, döviz kurlarını… tespit eder.
4. Kaydî Para
Kaydî para, bankalar aracılığıyla efektif kullanmaksızın tedavül eden satın alma gücünü ifade etmektedir. Buna banka parası, mevduat parası veya kredi parası da denilir.
Kaydî paranın kaynağı, vadesiz mevduat ile bankaların müşteriler hesabına açtıkları kredilerdir. Bu sebeple maddi bir görünüşü yoktur; banka defterlerinde kayıtlar halinde görünür.
5. Elektronik Para
E-para, banka hesaplarının kullanılmasını gerektirmeksizin geniş anlamda bütün ödemelerin yapılabilmesine ve parasal değerlerin elektronik olarak stoklanmasına imkan sağlayan teknik bir araçtır.
“Elektronik para ihraç eden kuruluş tarafından kabul edilen fon karşılığı ihraç edilen, elektronik olarak saklanan, bu kanunda tanımlanan ödeme işlemlerini gerçekleştirmek için kullanılan ve elektronik para ihraç eden kuruluş dışındaki gerçek ve tüzel kişiler tarafından da ödeme aracı olarak kabul edilen parasal değerdir”.
Mal ve hizmet alımının bir bilgisayardan diğer bir bilgisayara numara transferinin aracılığı ile yapılmasına elektronik para sistemi diyebiliriz. Bu sistem kâğıt para biriminin dijital temsilidir, müstakil ve bağımsız bir para sistemi değildir.
E. Kripto Para
Kripto para ya da sanal para, Avrupa Merkez Bankası (ECB) tarafından “Bir merkez bankası, kredi kuruluşu ya da e-para kuruluşunca ihraç edilmemiş, bazı durumlarda paraya alternatif olarak kullanılabilen bir değerin dijital temsili” şeklinde tanımlanmıştır.
1. Olumlu Eleştiriler
Düşük maliyetle para transfer etme imkanı
Finansal piyasadaki her türlü işlem mevcut finansal piyasa altyapıları aracılığıyla gerçekleştirilmektedir. Bu altyapılar, elektronik işlemlerin takasını ve mutabakatını yapmaktadırlar. Aynı zamanda tüm işlemler için güvenilir üçüncü taraf rolündedirler. Bu hizmetlerin karşılığında belli bir bedel almaktadırlar. Dünya Bankası’nın 2016 yılının üçüncü çeyreğini içeren raporuna göre uluslar arası havalelerin ortalama maliyeti %7,42 oranındadır. Bitcoin transferinde ise ödeyeceğiniz komisyon yaklaşık on binde beştir. Transferin daha hızlı olmasını isterseniz komisyon miktarını biraz daha arttırabilirsiniz.
Yüksek işlem hızı
Geleneksel bankacılık sistemi ile para transferiyle mukayese edildiğinde kripto paralarının işlem hızı çok yüksektir. Üstelik burada belli bir finansal kurum söz konusu olmadığından mesai saati gibi bir durum da söz konusu olmamaktadır.
Akbank Direkt Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Tolga Ulutaş, Akbank’ın, uluslararası para transferinde son teknolojiyi kullanarak şeffaflık ve hızı artırıp, maliyetleri düşüren Ripple ile anlaştığını açıkladı. 2018 yılı içinde Ripple teknolojisini önce kurumsal ardından da bireysel müşterilerinin işlemlerinde kullanıma alacaklarını söyledi.39
Karşılıksız para basma imkanını ortadan kaldırması
Artık merkez bankaları karşılıksız kağıt para bastıkları için Bitcoin gibi kripto paraların daha sağlam olduğu söylenebilir. Zira hiçbir otorite dilediği gibi Bitcoin üretme imkanına sahip değildir.
2. Olumsuz Eleştiriler
Genel kabul görmemesi
Sanal para birimleri sanal bir topluluk içinde kabul edilmektedir.
Değerindeki aşırı dalgalanma
Kripto paralara yöneltilen en önemli eleştirilerden birisi değerlerinin aşırı derecede dalgalı olmasıdır. Bu dalgalanma kullanıcılar açısından büyük bir sorun teşkil eder. Ayrıca aşırı dalgalanmaya müdahale edecek merkezi bir yapının bulunmaması da riski arttırmaktadır. Dolayısıyla birçok kripto para güvenilir bir ödeme aracından ziyade yatırım ya da spekülasyon aracı olarak kullanılmaktadır.
Kripto paralardaki aşırı dalgalanmada manipülasyonun da etkili olduğu görülmektedir. Belli bir ülke veya kurumun olumlu ya da olumsuz açıklaması hemen ilgili kripto paranın değerine etki ediyor. Hatta Bitcoinin değerindeki aşırı artışın bir balon olduğu iddia ediliyor. Ekonomiden sorumlu başbakan yardımcımız Mehmet Şimşek Bey, bu spekülasyondan uzak durulması gerektiğini, Bitcoin fiyatının aniden aşırı derecede yükseldiği gibi daha sonra aniden çöküşe de geçebileceğini açıkladılar (13.12.2017).
Karşılıklı ödemelerde kullanılacak bir para birimi için en önemli unsurun istikrar olduğu düşünüldüğünde kripto para birimlerinin mevcut haliyle para olarak kabulü zor gözükmektedir. Ancak mevcut dalgalanmanın bir sebebi de devletlerin, kurumların kripto paralar karşısındaki tavırlarını henüz netleştirmemiş olmalarıdır.
Yasa dışı örgütler tarafından kullanılması
Anonim bir sistem olması nedeniyle kripto paraların mevcut haliyle devlet tarafından kontrol ve takibi mümkün değildir. Bu durum kara para aklama, terör örgütlerini finanse etme, uyuşturucu, silah kaçakçılığı yapma gibi illegal işlerde para transferlerinin sorunsuz gerçekleştirilmesini sağlayabilir. Bu noktada devletlerin tedbirler alması gerektiği çokça dile getirilen konulardan birisidir.
Yasal düzenlemelerin olmaması
Kripto paralara dair yasal düzenlemelerin bulunmaması kullanıcılar için risk teşkil etmektedir. Kullanıcıların bir takım haklarını garanti altına alan düzenlemelerin bulunmamasının yanı sıra bundan sonra yapılacak bir takım düzenlemeler kullanıcılara beklemedikleri ek külfetler yükleyebilecektir. Hatta her hangi bir ülkede kripto parayı illegal kaçakçılık olarak gören bir düzenleme yapılacak olsa o ülkedeki kullanıcılar zor duruma düşebileceklerdir.
Yasal düzenlemelere dair temel bir sorun kripto para piyasalarını, ödeme, mutabakat ve diğer işlemlerde blok zincir kullanan finansal piyasa altyapılarının gözetimini hangi otoritenin yapacağıdır. Bu noktada devletlerin ortak prensipler belirlemek suretiyle işbirliği içerisinde hareket etmeleri önem arz etmektedir. Ancak hala daha birçok devletin ne olup bittiğini anlamaya çalıştığı anlaşılmaktadır. Geçen haftalarda başbakan yardımcımız kripto paralara dair bir çalışma grubu oluşturulması talimatı verdi.
Vergilendirme zorlukları
Kripto paralarla yapılan işlemlere yönelik bir vergilendirme mevzuatı ülkemizde henüz yok. Bunun nasıl yapılacağı noktasındaki belirsizlik de devam etmektedir.
Elektrik israfı
Bitcoin gibi madencilik yapılan kripto paralarda bu işlem için çok yüksek elektrik enerjisi harcanmaktadır. Bunun ciddi boyutlarda enerji israfına döndüğü iddia edilmektedir.
[1] Türk Dil Kurumu, Türkçe Sözlük, “Para”, 2/1158.
[2] bk. Sabri Orman, “Modern İktisat Literatüründe Para, Kredi ve Faiz”, Para, Faiz ve İslâm, İstanbul 1987, 7; Osman Eskicioğlu, “Faiz”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, İstanbul, 1989, 2/536; O. Oğuz, İktisada Giriş, Temel Kavramlar ve Prensipler, İstanbul 1992, 156; Genel İktisat Teorisi, s. 157; M. Akdiş, Para Teorisi ve Politikası, İstanbul 2001, 1; Abdil Karakuş, İslâm Hukuk Kaynaklarındaki Faiz Kavramının Modern Ekonomi Bağlamında Yeniden Değerlendirilmesi, (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), Kahramanmaraş 2006, 41; Mükerrem Hiç, Para Teorisi, İstanbul 1973, 1; Tevfik Çavdar, İktisat Kılavuzu, y.y. 1972, 201; Ersoy Akıncı, Ulusal Gelir (İktisada Giriş), Ankara ty., 99; Orhan Hançerlioğlu, Ticaret Terimleri Sözlüğü, İstanbul 1982, 333; Ahmed Hasen, el-Evrâku’n-Nakdiyye fi’l-İktisâdi’l-İslâmî Kıymetühâ ve Ahkâmühâ, Dimeşk 2002, 158; Abbâs Bâz, Ahkâmü Sarfi’n-Nukûd, Amman 1999, 143; Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları, Muhasebe ve Finansman Alanı Piyasaları İzlemek, 20; İ. Şıklar, Para Teorisi ve Politikası, Eskişehir 2004, 3; Abdullah Durmuş, Fıkhî Açıdan Günümüz Para Mübadelesi İşlemleri, Basılmamış Doktora Tezi, İstanbul 2008, 13; http://muhasebedersleri.com/ekonomi/para.html.
[3] M. Akdiş, Para Teorisi ve Politikası, 1.
[4] bk. Sabri Orman, “Modern İktisat Literatüründe Para, Kredi ve Faiz”, Para, Faiz ve İslâm, İstanbul 1987, 8-9; Abdülaziz Bayındır, Ticaret ve Faiz, İstanbul 2007, 171-172; Yasemin Yalta, Para Teorisi ve Politikası, y.y. 2011, 1; Mehmet Saraç, “Para Ekonomisinin Temelleri“; http://web.sakarya.edu.tr/~msarac/tr/icerik/dersler/dn5/ ParaEkonomisininTemelleri.pdf; Ş. Yigitbaşı, N. A. Atabey, http://www.ekodialog.com/Konular/ para_ces_islev.html; Feyat Yeşiltepe, “Para”, http://www.feyonomi.com/iktisatders/para.pdf; http://www. muhasebedersleri.com/ekonomi/para.html; http://www.turkcebilgi.com/para/ansiklopedi; http://www.ekodialog. com/uluslararasi_ekonomi/para-ve-banka-kpss-para-nedir.html.
[5] bk. Ahmed el-Hasenî, İslâm’da Para, 24-30; Muhammed Zekî Şâfiî, Mukaddime fi’n-Nukûd ve’l-Bünûk, Dâru’n-Nahdati’l-Arabiyye, 9. Baskı, 1981, 22; Abdil Karakuş, İslâm Hukuk Kaynaklarındaki Faiz Kavramının Modern Ekonomi Bağlamında Yeniden Değerlendirilmesi, 43; Abdullah Durmuş, Fıkhî Açıdan Günümüz Para Mübadelesi İşlemleri, 19-21; http://tr.wikipedia.org/wiki/Para; Ş. Yigitbaşı, N. A. Atabey, http://www. ekodialog.com/Konular/para_ces_islev.html; Yasemin Yalta, Para Teorisi ve Politikası, 1-2; http://www. muhasebedersleri.com/ekonomi/para.html; http://www.turkcebilgi.com/para/ansiklopedi.
[6] İbn Kayyım, İ’lâmu’l-Muvakkiîn an Rabbi’l-Âlemîn, Beyrut 1977, Dâru’l-Fikr, 2/137.
[7] Vildan Serin, Para Politikası, İstanbul 1982, 25; Feridun Ergin, Para Siyaseti, İstanbul 1966, s. 22; http://www.malihaber. com/modules.php?name=Encyclopedia&op=content&tid=1471.
[8] R. Gonnard, (Trc. Refii Şükrü Suvla), Para Ekonomisi, İstanbul 1939, 46; Ahmed Hasen, el-Evrâku’n-Nakdiyye, 102; Orhan Oğuz, Genel İktisat Teorisi, y.y. 1979 160-161.
[9] Feridun Ergin, Para Siyaseti, 22.
[10] Ahmed Hasen, el-Evrâku’n-Nakdiyye, 104-106.
[11] Mükerrem Hiç, Para, Kredi ve Fiyatlar, 5.
[12] Ahmed Hasen, el-Evrâku’n-Nakdiyye, 107, 114; Mükerrem Hiç, Para, Kredi ve Fiyatlar, 5.
[13] Vildan Serin, Para Politikası, 27.
[14] Feridun Ergin, Para Siyaseti, 24.
[15] Vildan Serin, Para Politikası, 27.
[16] Mükerrem Hiç, Para, Kredi ve Fiyatlar, 9. Ahmed Hasen, el-Evrâku’n-Nakdiyye, 117-119.
[17] İlker Parasız, Para Banka ve Finansal Piyasalar, Bursa 2000, 38.
[18] Muhammed Zekî Şâfiî, Mukaddime fi’n-Nükûd ve’l-Bünûk, 41, 53; Mustafa Rüşdî, en-Nazariyyetü’n-Nakdiyye, İskenderiyye 1982, 131; Ahmed el-Hasenî, İslâm’da Para, 49; Ahmed Hasen, el-Evrâku’n-Nakdiyye, 119; Mükerrem Hiç, Para, Kredi ve Fiyatlar, 11-12.
[19] Erdoğan Alkin, İktisat, İstanbul 1992, 224; http://www.halkbank.com.tr/channels/1. asp?id=673; http:// www.nuveforum.net/1225-elementler/235213-altin/; http://www.malihaber.com/modules.php?name=Encyclope dia &op=content&tid=1471.
[20] Ahmed Câmi’, en-Nazariyyetü’l-İktisâdiyye –et-Tahlîlü’l-İktisâdi’l-Küllî-, Kahire, 1976, 3. Baskı, 2/29.
İlk yorum yapan siz olun